30 Ağustos 2013 Cuma

Bursa'da bu hafta sonu bidatçi Ebu Said Yarbuzi mutaassıpları (Cinli de artık şeyh ha ) haberiniz olsun

Bursa'da bu hafta sonu bidatçi Ebu Said Yarbuzi mutaassıpları tarafından kadınlar arası bir seminerinin olacağı söylenmektedir. Böyle toplantılar salih selefin yapmadığı şeylerdir. Bütün hayır salih selefin yoluna uymaktır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Her kim emrimiz olmayan bir amelde bulunursa reddolunur" buyurmuştur. Bu durum, erkeklerin seminerleri için de geçerlidir. Sünnet olan; Müslümanların ilim meclislerinin mescidlerde kurulmasıdır. Engel olmaya gücümün yetmediği bu münkerden beri olduğumu duyurur, Allah'a isyandan uyarırım. 
Bu isyan bayrağını açmada Ebu Said kimseyi Allah'ın azabından kurtaramaz!
"Yoksa onların Allah'ın izin vermediği şeyi kendileri için dinde meşru kılan ortakları mı var?" (Şura 21)

11 Temmuz 2013 Perşembe

GÖRÜNÜŞLERİNDEN KONUŞMALARINDAN ALİM SANIP VİTRİN OLMAKTAN KURTULAMAZSINIZ


EĞER BELAMLARI TANIMAZ İSENİZ ONLARI GÖRÜNÜŞLERİNDEN KONUŞMALARINDAN ALİM SANIP VİTRİN OLMAKTAN KURTULAMAZSINIZ VE ONLAR DAVETÇİ OLUR (TABİ ŞEYTANIN) SİZDE DAVA ADAMI OLAMAZSINIZ ONLAR DİNLERİNİ SATARKEN FARKINA BİLE VARAMAZSINIZ ÇÜNKÜ KENDİLERİNİ ÇOK İYİ PAZARLARLAR AMA İPLİĞİNİ PAZARA DÖKENLERE İSE KÖPEKLEŞİRLER İŞTE RABBİM AYETLERİNDE NE GÜZEL AÇIKLIYOR

(...Artık onun sıfatı o köpeğin hâli gibidir ki, üstüne varsan dilini sarkıtıp solur, yahut kendi hâline bıraksan yine dilini uzatıp solur. ..) A'raf Sûresi:174-176.
ŞÖYLE ETRAFINIZA BİR BAKIN HİÇ MEHMET BALCIOĞLU GERÇEKLERLE YÜZLEŞEBİLİYORMU. GEÇMİŞİNDEN SORULAR SORUN NERDEN KOVULARAK HIRSIZLIKLAR ŞARLATANLIKLAR YAPARAK YARPUZA KADAR GELDİĞİNİ DAVA DAVET ADI ALTINDA YILLARCA GARİBANLARIN DUYGULARI İLE OYNAYARAK RUHSUZ YAŞADIĞINI. İSTANBULDA YARPUZDA MÜSRİFÇE YAPIRDIĞI HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ MALİKANELERİNİ HİÇ BİR İŞTE ÇALIŞMADIĞI HALDE GEÇİMİNİ PARDON MÜSRİFÇE HAYATINI. ARAŞTIRIN VE SORUN KARDEŞLERİM ÇÜNKÜ GEÇİM KAYNAĞI SİZSİNİZ. HERKES BİR İŞ BULUR HAYATINI KAZANMAYA ÇALIŞIR. MEHMET BALCIOĞLUNUN FABRİKASI SİZSİNİZ. VİTRİNİ SİZSİNİZ. KÖMÜRLÜĞÜ KAMP ADI ALTINDA DİNİNİ ÖĞRENMEK İSTEYEN SAF TEMİZ İNSANLARI AVLAYARAK ONLARIN SIRTINDAN GEÇİNEREK KAZANIR HAYATINI. TABİ İNSAN İÇİNE ÇIKIP DÜNYANIN HİÇ BİR MESELESİ İLE YÜZLEŞEMEZ. SADECE KONUŞUR HER ŞEYİ AMANINDA BİR BİLİR. Kİ SORMAYIN. AMA SADECE ORDA SİZİN YANINIZDA İCRAAT YOK SOKAĞA ÇIKMA YOK. DÜNYA YANSA UMURUNDA HİÇ OLMADI OLMAZDA 
(...Artık onun sıfatı o köpeğin hâli gibidir ki, üstüne varsan dilini sarkıtıp solur, yahut kendi hâline bıraksan yine dilini uzatıp solur. ..) A'raf Sûresi:174-176.
BU TİP BELAMLARA ARTIK ALLAH İÇİN PRİM VERMEYİN BU ASALAKLAR İSLAMIN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGELLERDİR. AMA SİZLER SANKİ EFSUNLAŞMIŞ GİBİ HALA KAFANIZI DEVE KUŞU MİSALİ KUMA SOKMUŞ GÖREMİYORSUNUZ. UMARIM BU TİP ZAVALLI MAHLUKLAR ÖLMEDEN GERÇEKLERİ ANLAR VE NE KADAR ALÇAK AHLAKTAN YOKSUN TEFRİKACI MÜSLÜMANLARI SAPTIRAN OLDUKLARINI ANLARSINIZ. BEN ŞİMDİ İFTİRA EDİYOM DEMİ. DOĞRU SÖYLÜYORSUN. ÇOK DOĞRU. ZULMU ALKIŞLAYAN ZAQLİME KARŞI ÇIKMAYAN TASAVVUFÇUYA ŞİA YA SÖZ GELDİMİ HEMEN ZEVKLE KAFİR DİYEN MEHMET BALCIOĞLU CANINI TEHLİKEYE ATACAK RAHATINI BOZACAK MESELELERE GELDİMİ EL FRENİNİ ÇEKER HATTA GEÇEN GÜNÜ SURİYE MESELESİ SORULDUĞUNDA KLASİK CEVABI GENE VERMİŞ BOKMU VAR ORDA NE CİHADIYMIŞ GİBİ LAFLAR EDİYOR Kİ HUYUDUR.(AF EDERSİNİZ BU AHLAKSIZ DEDİĞİ İÇİN YAZIYORUM) EBU SAİD İŞTE BÖYLE BİR KORKAK İNSANLARIN KANINI EMEREK GEÇİNEN BİR ASALAK VE MİLLETİN ARKASINDAN ÇOK GÜZEL DOLAPLAR ÇEVİREN DİLİNİ ÇOK İYİ KULLANAN BİR BELAM VE MÜNAFIKTIR. BİRİ İPLİĞİNİ PAZARAMI DÖKTÜ. BAKIN ONA NE DER: ÇOCUKLAR O BENİM DİNDE KARDEŞİM. AMMA O DAVETÇİ OLAMAZ. O NU ALLAHA HAVALE EDİYORUM VE GÜYA BAŞKA KONUŞMAZ. AMA YAPTIĞI TÜM KONUŞMALARLA O ŞAHSI O KULAK VEREN AMMA KUYRUKLARA AMMA SAF TEMİZ İNSANLARA TİKSİNDİTTİRİR. FAKAT EFSUNDAN KURTULAN KAFASINI KUMDAN ÇIKARAN ŞÖYLE BİR BAKTIĞINDA GERÇEKLERİ TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE GÖRÜR. KİMMİŞ DAVA ADAMI KİMMİŞ BELAM. KİM ÇİLEYE TALİP KİM MÜSRİFÇE HOYRATÇA MÜSLÜMANLARIN SORUNLARIN DAN UZAK YAŞAYAN. KİMMİŞ SIRF ÇIKARI İÇİN KENDİNE FIRKA KURUP MÜSLÜMANLARI BÖLEN VE KARDEŞLİKLERİ ZEDELEYEN. BİR BAKIN İNŞ ÇOK GEÇ OLMADAN ANLARSINIZ. BELAMLARI MÜNAFIKLARI ASALAKLARI 
(...Artık onun sıfatı o köpeğin hâli gibidir ki, üstüne varsan dilini sarkıtıp solur, yahut kendi hâline bıraksan yine dilini uzatıp solur. ..) A'raf Sûresi:174-176.

21 Haziran 2013 Cuma

Ebu Sa id'i seven ve onu dinleyenlere daha yakın ilişkilerle kendisini tanımayı tavsiye ederim

Ebu Sa id'i seven ve onu dinleyenlere daha yakın ilişkilerle kendisini tanımayı tavsiye ederim. Ebu Said'in İslami konularda söylediklerinin sağlaması mutlaka kaynaklarla yapılmalı; şahıslar hakkında söylediklerinin sağlaması da mutlaka o şahısların kendileri ile yapılmalıdır. Yoksa tek taraflı dinlemek kişiyi yanıltacaktır.
 Hiç kimse Ebu Said'in zahiri görüntüsüne ve illizyonist tavırlarına aldanmamalıdır. İslam'ı öğrenmek isteyenler bu dini Ebu Said olmadan da öğrenebilirler.
Sözlerimin sonunda Allah (cc)'a hamd eder, kendim ve tüm müslümanlar için O'ndan bağışlanma dilerim.

ebu sa id in Tevhidi kesinlikle eksik. İsim ve sıfat tevhidini ısrarla anlatırken hakimiyet tevhidini de ısrarla gizliyor.

ebu sa id in Tevhidi kesinlikle eksik. İsim ve sıfat tevhidini ısrarla anlatırken hakimiyet tevhidini de ısrarla gizliyor. Oysa bunların biri diğerinden daha önemli değildir. Bunu yaparken de kesinlikle bölgedeki tağutlardan korkuyor. Sonuç olarak da kafiri müslüman gösteriyor. İnsanları tağuta kulluk etmekten nehy etmiyor ve sadece Allah (cc)'a kulluk etmeye davet etmiyor. Oysa Allah (cc) tüm elçilerini insanları Allah (cc)'a kulluk etmeye çağırmak ve tağuta kulluktan sakındırmak için göndermişti (16/36)

ebu sa id Gerçek inancını gizleyerek maslahatçılık yapıyorsun.

ebu sa id Gerçek inancını gizleyerek maslahatçılık yapıyorsun. Dünyanın döndüğüne inananları kafir ve mürted görüyorsun, ama bunu insanlardan gizliyorsun. Namazı terk edenleri kafir görüyorsun, binamaz kimselerle karşılaşınca cehaleti özür gördüğünü söyleyerek geçiştiriyorsun. Kabirlerde yatanlarla iletişim kurmak isteyenleri cehaleti de mazeret gördüğünüz halde onların cahil mi bilgili mi olduğuna bakmadan tekfir ediyorsunun, ama kendisi için asla bu konuda cehaletin sözkonusu olmadığı kişileri tekfir etmiyorsun ya da tekfir ettiğin halde bunu gizliyor, bunu tebliğ etmiyor ve maslahat gereği susuyorsun. Bu örnekler de çoğaltılabilir. Bunlar ebu sa idin açık çelişkileridir.

ebu sa id Şimdi şu sorulara samimi bir şekilde cevap bekilyorum

ebu sa id Şimdi şu sorulara samimi bir şekilde cevap bekilyorum:
a) Selefilik Allah (cc)'a giden tek hak yol ise ve hakta tek ise  öyleyse bu kadar ayrılıklar neyin nesi?
b) Bu kadar ayrılığın arasında sadece senin hak üzere olduğunun ölçütü (kıstas) ve delili nedir?
c) Getireceğin bu ölçüt ve delil konusunda hiç yanılma payı yok mudur?
d) Eğer yanılma payı yoksa sen Allah (cc)'tan inmiş açık bir delille tezkiye mi edildin?
e) Böyle bir tezkiye sözkonusu ise bu tezkiye delili nerede? Metluv mu, gayr-ı metluv mu?
f) Bu ölçüt ve delil üzerinde yanılma payı varsa o halde Fırka-i Naciye olma iddiası sakıt olmaz mı?
g) ebu sa id senin görüşün den başkasına hüküm noktasında bakışın nedir? Bunu açık gönüllülükle, dürüst bir şekilde hiçbir tevriye yapmadan söylediğiniz gün erdemli bir tavır sergilemiş olacaksınız. Çünkü sizin bu konuda teorideki düşünceleriniz ile pratikteki davranışlarınız farklılık arz etmektedir.

ebu sa id Nasslara değil, nasslar üzerinde yaptığı kendi yorumlarına insanları çağırıyor.

ebu sa id Nasslara değil, nasslar üzerinde yaptığı kendi yorumlarına insanları çağırıyor. Nasslara inanmak farzdır ama naslar üzerinde ebu sa idin yaptığı yorumlara inanmak farz değildir. ebu sa id ise insanları hep kendi yorumlarına uymaya çağırır durur. Bu yorumları kabul etmek istemeyen insanları da harcamak ister ve şeytani yorumlarla da harcar. Mesela: Siz ondan tevhidi öğrendiniz sakın onun hakkında bir şey söylemeyin.... buna kargalar dahi güler. Peki öğrendilerde neden onları kendi kuyruğun ve uydun yapıyorsun tabi bunu kuyruklarada sormak lazım ... Gerçekte ise ancak kendini harcadın. Bir başkası senin kadar yorum yapamıyor, Allah (cc)'ın en akıllı kulu sensin de o yüzden mi senin yorumlarına uyacak? Herkes mutlaka senin kafanla düşünmeli, kendi kafasını seninkine endekslemeli ve senin ağzından mı konuşmalı?

ebu sa id Gereksiz tekfircilik yapıyor

ebu sa id Gereksiz tekfircilik yapıyor. Bununla birlikte bir de muhaliflerini tekfirci diye sabote ediyor. Birisi kendi görüşünü benimsemezse o ya tekfircidir yada bilmem ne.Daha önce de ebu said e söylediğim gibi bu konuda öylesine çelişkileri var ki... Namaz kılmayanları tekfir ediyor... Kabirlerden yardım isteyenleri tekfir ediyorsun. Allah (cc) ile kendi arasına aracılar koyanları tekfir ediyorsun... Tasavvufçuları tekfir ediyor... Humeyni'yi ve tüm şiaları tekfir ediyor... Allah (cc)'ın semada olduğunu inkar edenleri tekfir ediyor, hatta bu konuda "Allah (cc)'ın semada olduğunu inkar eden kimselerin tekfiri babı" diyerek yazdığı risaleye bab başlığı koyuyor... Sonra da kalkıp tağuta kulluk yapmayı redd etmiş birkaç müslüman tağuta kulluk yaptığın için seni ve emsalini tekfir edince veryansın ediyor ve "Tekfircileeeeeeeeeeer!" diyerek yaygaralar koparıyor. ebu said e göre tevhid ve şirk, iman ve küfür ile ilgili meseleler  dünyanın dönüp dönmemesinden daha önemsiz meseleler.

ebu sa id Selefin menheci diye bir usul belirlemiş kendine. Gerçekte ebu said selefin ahlakından da menhecinden de çok uzak.

ebu sa id Selefin menheci diye bir usul belirlemiş kendine. Gerçekte ebu said selefin ahlakından da menhecinden de çok uzak. Onların ahlakı asla ebu said kisi gibi değildi. Onlar temiz, saf, duygulu, Allah (cc) korkusu ve hesab günü endişesi taşıyan ve Allah (cc)'a içten bağlı kimselerdi. Onlar gevezelik yapmaz, boş sözlerden yüzçevirirlerdi. Dinlerini geçici dünyalık değerler karşılığında tezgaha koyup satmazlardı, ellerinin emeği ile geçinirlerdi. Onların menhecinde alim gördükleri kimseleri taklid yoktu. Onlardan birisi yanlış yaptığında bir diğeri yanlış sahibinin yanlışına uymazdı. Nassları nakl etmeye değil, anlamaya ve yaşamaya çalışıyorlardı. ebu said ise nassları anlamak şöyle dursun, satış yapmak için ezberlediklerinden başkasını bilmez, bile...

Merkezlik iddiası başlıbaşına bir açmaz ebu sa id için

 Merkezlik iddiası başlıbaşına bir açmaz ebu sa id için. Herşeyi ebu sa id  yapmalı, herşeyin iyisini ve doğrusunu ebu sa id  yapar gibi bir psikoza yakalanmış.

Ebu sa id Kendini öğüt almaktan müstağni gördüğü için yaptığı hiçbir yanlıştan kurtulamıyor.

Ebu sa id Kendini öğüt almaktan müstağni gördüğü için yaptığı hiçbir yanlıştan kurtulamıyor. Öylesine garib bir saplantının içerisinde ki, tek doğru Ebu sa idin düşünceleri. Tek doğru sözleri Ebu sa id ve yolundan gittiği insanlar söyler. Herkes yanlış yapar, Ebu sa id ise doğru. Herkes batıl Ebu sa id hak. Herkes uyarılmaya muhtaç, Ebu sa id ise tek uyarıcı. Herkes susarak Ebu sa idi dinlemeli ve sürekli Ebu sa id konuşmalı. Takvasızlık Ebu sa idde diz boyu. Bu da Ebu sa idi korkak yapıyor. Hem tağutlardan ve hem de saltanatına zarar verecek müslümanlardan korkuyor.

Ebu sa id in ha li

Ebu sa id in ha li bugun bakın aynen böyle
Söylediklerimin yalan ya da yanlış olduğunu piyasaya yayarak kendini tezkiye etme yolunu seçeceksen eğer, aşağıda sorduğum soruların cevablarını da aynı insanlara vermelisin:
a) Geçmişte birlikte olduğunuz insanlar bugün seni neden sevmiyorlar ve terk ettiler?
b) Arablardan İslam'a hizmet amacı ile hiç para aldığın oldu mu?
"Olmadı" diye cevab vereceksen,
c) Ümraniye'deki daireyi neyle satın aldınız?
d) İnegöl'lü müteveffa Orhan Özdemir (Enes)'in tedavisini neyle yaptırdınız?
e) Belçika'daki arkadaşlar da senin arablardan para aldığını söylüyorlar, buna ne cevab vereceksin?
f) Bu paraları nereye, ne amaçla ve nasıl harcadın, inandırıcı belgelerle ve dürüst kişilerin şahidliği ile bunları kanıtlayabilir misin?
g) Türkiye'ye giriş yaptığın tarihten bu yana üstelik İstanbul şartlarında ve senin lüks harcamalarınla nasıl geçindin? Oturduğun evi neyle aldın? Bindiğin arabaya nasıl sahib oldun?
h) Gezilerinde seni kim finanse ediyor ve ne amaçla?
Özel harcamalarını paravan olarak kurduğunuz  Hububat ve Bakliyat Şirketi (40) ile izah edeceksen şu sorulara ne cevab verirsin?
i) Bu şirket ne gibi faaliyetler yapmıştır? Ticari olarak hangi sahalarda etkinlik göstermiş ve ne kadar kar etmiştir? Belgeler ve dürüst insanların adil şahidliği ile kanıtlanabilir mi?
j)İnsanlara dernek açık bir senelik kiranız benim bir ilde en az 3 tane açın tüm masraflarınız benim diyorsun bunu hangi kazancınla vaad ediyorsun. (vermezsin o malumda((( )
Ümmetin bu soruları sana sorma hakkı olduğuna ve senin de bunlara cevab verme zorunluluğunda olduğuna inanıyorum.

Ebu sa ide verdikleri paraları kişisel çıkarları uğruna harcarken hiç Allah (cc)'ı ve ahiret gününü düşünmedi

Samimi insanların Allah (cc)'ın dinine hizmet etme amacıyla Ebu sa ide verdikleri paraları kişisel çıkarları uğruna harcarken hiç Allah (cc)'ı ve ahiret gününü düşünmedi.
Arabların gönderdiği paralarla Ümraniye'de vakıf amaçlı olarak satın aldığını dairenin zimmetini tapu kayıtlarında "Bu para bana geldi, ben olmasaydım arablar bu parayı size göndermeyecekti" gibi basit bir gerekçe ile üzerine kayd ettirmek istedi. İleriye dönük hesabları belliydi. Ve bu hesablarının arasında tek olmayan şey Allah (cc) rızası idi. Ümraniye'deki arkadaşlar Ebu sa id i kısmen tanıyorlardı, bu vesileyle de daha iyi tanımış oldular ve uyanık davranarak dairenin mülkiyetini Ebu sa ide kaptırmadılar.
Bu ahlakın yüzünden daha önce kader birliği yaptığı ve aynı akideyi paylaştığı insanlar Ebu sa id i terk etti. Avrupa'dan Türkiye'ye yıllık izine geldiklerinde bile Ebu sa id i görmek istemiyorlar şimdi. Bunu Ebu sa id e söylediğimde inkar etti. Ve bana "Daha ben onların imamlarını yeni tayin edip Türkiye'ye döndüm" diye yalan söyledi. Arablar saf insanlar. Fıtrat olarak mı bilemiyorum bir kimseye bağlandılar mı bir daha bırakmazlar. Bu yüzden Ebu sa id le olan ilişkilerini sürdürüyorlar. Ebu sa id in emanet paralar üzerindeki şahsi tasarrufunu bilmediklerinden dolayı da ilişkilerini kesmiyorlar.

Ebu sa id Arab ülkelerinden gelen paralarla öylesine rehavetin içerisine batmış ve uyuşuklaşmış

Ebu sa id Arab ülkelerinden gelen paralarla öylesine rehavetin içerisine batmış ve uyuşuklaşmış ki, İslam adına hiçbir riskin altına girmek istemiyor ve fedakarlık göstermiyor. Tüm gayretleri, dert ve tasası bu dünya hayatı için. İslami değerleri ihya etmek diye bir gayreti yok aslında. Kitab ve Sünneti İhya diye adlandırdığı şey sadece ve sadece tabela. Tağutlardan ödü kopuyor. Asla rahatının bozul-mamasını istiyorsu. Bu uğurda samimi müslümanları bile kendi çıkarların için harcayabileceğini, tağuta satabileceğini düşünüyorum.

Ebu sa id Çifte standartlarla dolu bir insan

Ebu sa id Çifte standartlarla dolu bir insan. Münker olarak gördüğü ve muhatab olduğu insanlara münker diye nehy ettiği işleri yakın çevreden ve ev halkından olan insanlar işleyince onlara göz yumuyor, ses çıkarmıyor; dahası yaptıkları işi ticari kazanç vesilesi olarak gördüğü için tavır koymuyor.

Ebu sa id in bıraktığı sakal

Ebu sa id in bıraktığı sakal Ebu sa id in takvadan ve Rasulullah (s)'a benzemek istemeden kaynaklanmıyor. Allah (cc)'ı şahid tutarak söylerim ki insanları zahiri görüntünle aldatmak için böylesi rengarenk görüntülerin içerisindedir. Çünkü bunu takva ve Rasulullah (s)'a benzemek amacıyla yapıyor olsaydı kesinlikle önce ahlakını Rasulullah (s)'ın ahlakına benzetmeye çalışırdı. O büyük bir ahlak üzere (68/4) örnek bir Elçi (33/21) olarak bize gönderilmişti. Yüzünün kıllarına verdiği önem ve gösterdiği özen kadar, yalan söylememeye, iftira etmemeye, samimi insanların mallarını kişisel tasarrufu altında bulundurmamaya, insanları kandırmamaya, İslam'ı geçimine alet etmemeye özen göstermemiş olması benim senin hakkındaki bu tezimi kanıtlamıyor mu?

Ebu sa id Kişisel olarak yere yemin etmekten ve la'netleşmekten bile çekinmedi

Ebu sa id Kişisel olarak ve İslam adına yaptığı yanlışları örtmek ve insanların gözünden gizleyebilmek için önceleri tedlis yaptı, daha sonra ise tedlisle de yetinmeyerek açık yalanlar söylemeye başladı. Çünkü tedlis yapmak kusurlarını örtmüyordu. Delik büyük olduğu için yaptığı tedlisler yama olmaya yetmiyordu. Açıkça yalanlar söylemeye başladı. Defalarca söylediği yalanları yüzüne vurdum. Ebu sa id ise yalan yere yemin etmekten ve la'netleşmekten bile çekinmedi. Yaptığı hayasızlıklardan dolayı hiç yüzü kızarmıyordu. Çünkü Ebu sa id de yüz diye birşey kalmamıştı.
Allah (cc) doğru söz söylemeyi emr etmiş, yalan söylemeyi haram kılmış ve yalanı ancak Allah (cc)'ın ayetlerini inkar edenlerin uyduracağını bize haber vermişti (16/105). Rasulullah (s) şakadan bile olsa yalan söylemeyi ümmetine nehy etmiş, bir mü'minin asla yalancı olamayacağını haber vermişti. Yalancılar Allah (cc)'ın yanında da, insanların yanında da sevilmeyen kimselerdi. Ebu sa id ise bütün bunları gözardı etti. Göz ardı etmenin sebebi de şuydu: Çünkü işlediği münkerleri başka türlü izah edemeyecekti. Ancak bu arada herşeyin tek tek açığa çıkacağı hesab gününü unutuyordu. Bu dünya hayatında yaptığın fahişeliklerden dolayı kızarmayan yüzünün mahşer gününde Allah (cc)'ın ve insanların huzurunda kara çıkacağını, Allah (cc)'ın Ebu sa id in yüzüne bakmayacağını unutuyordu.

Ebu sa id İnsanları eğiterek,değil, insanların zaaflarını ve ihtiyaçlarını tesbit edip

Ebu sa id İnsanları eğiterek, onların gönüllerini kazanarak, insanların akıllarına ve duygu dünyalarına hitab ederek, onlara güzel bir örnek olarak değil, insanların zaaflarını ve ihtiyaçlarını tesbit edip onları bu yollarla kafalamak istiyorsun.  Bu yaptığın adeta köpek ve kemik ilişkisi kurmak. Ben sosyal ilişkilerde bundan daha alçakça bir tavır bilmiyorum. Sen ise bu iğrenç tavrını İslam'ın kendilerine zekat vermeyi yasal kıldığı "Müellefetu'l-Kulub" (9/60) ile açıklamak istiyorsun. Bu yaptığın da dini tahrif etmek ve kişisel zaaflarına İslam'dan kılıf bulmak gayretidir. Allah (cc)'ı ve O'nun ayetlerini senden ve senin tavırlarından tenzih ediyorum.

Ebu sa id İnsanlara hakaret edip onları aşağıladıkça basitleşiyorsun

Ebu sa id İnsanlara hakaret edip onları aşağıladıkça basitleşiyorsun. Ebu sa id  Bu üslubunla ne insanları kazanabilirsin ve ne de insanların gönüllerine girebilirsin. Tam tersi insanlar senden tiksinir ve yüzçevirir.  "Her şeyi ben bilirim" ayaklarına yatarak adeta ilahlığa soyunmak sana vebalden başka ne kazandıracak? Sünneti ihya iddiasında olan bir kimse Rasulullah (s)'ın sosyal ilişkilerindeki nezaketini biliyor olmalı! Ne var ki bu nezaket düzeyi belki de Ebu sa id in ömrü boyunca hiçbir zaman ulaşamayacağı bir makam.
Ayrıca hakaretlerinde birlikte insanları değişik şeytani taktikler kullanarak tahrik edip onları kendi arzu ettiğin saha üzerinde oynamaya icbar etmen de çok çirkin. Böylesi bir ahlak da seni oldukça çirkinleştirmiş.

Ebu sa id İnsanlarla münakaşa etme gayretinde

Ebu sa id İnsanlarla münakaşa etme gayretinde o insanlara hakkı ulaştırmak ya da eğer bilmiyorsan muhatab olduğun insanlardan hakkı öğrenmek gibi bir gayretin asla yok! Çünkü Ebu sa id kendini sürekli hak'ta görüyor ve kendine hiçbir şekilde yanılma payı bırakmaz.  Zaten senin içinde bulunduğu zaaf dolu psikolojisi de bu değil mi? Oysa bir kimse hayatı boyunca hakkı aramalı, hiçbir zaman kendi konumundan ve geleceğinden emin olmamalı. Ebu sa id de ise bu durumun tam tersi bir tavır sözkonusu. Sonuç olarak Ebu sa id Allah (cc)'ın kendilerini saptırdığı ve gazab ettiği Ehl-i Kitab'ın yolunu adım adım izliyorsun.
"İnsan ne kadar da tartışmacıdır"  (18/54) buyuran Allah (cc) adeta seni murad etmiş sanki. Rasulullah (s)'da ümmetini putperestlikten nehy ettikten sonra tartışmadan nehy ederken senin gibi insanların şerrini düşünmüş olsa gerek!